Tüketici Hakları ve Tüketici Uyuşmazlıklarının Çözüm Yolları
GİRİŞ
Yargılama süresinin uzaması, yargıdaki iş yükünün fazlalığı; tarafların aralarındaki uyuşmazlıkları çözmek adına dava yoluna alternatif bir takım çözüm yollarının ortaya çıkmasına neden olmuştur. [1] Daha basit, daha kısa ve daha ucuz çözüm yollarının bulunması, ayrıca taraflar ilişkilerin normal seyri açısından da alternatif yollar öncelikli çözüm nedenidir.[2] Makalemizde bilhassa dava yolu harici çözüm yollarından bahsedeceğiz. Ayrıca mevcut sisteme de birtakım öneri ve eleştiriler getireceğiz.
- YARGI DIŞI ÇÖZÜM YOLLARI
- a) Uzlaşma veya Arabuluculuk Yoluyla Çözüm
Avukatlık Kanunu m.35/A maddesinden yola çıkarsak tüketici uyuşmazlıklarına ilişkin hususlar tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği durumlar içerisinde yer aldığı için, dava haricinde uzlaşma veya arabuluculuk yoluyla çözüm de daima makul ve geçerli olacaktır. Zira arabuluculuk ve sulh yolları bir yargılama yolu olmayıp, tarafların karşılıklı anlaşarak sonuca ulaştıkları yollardır.
- b) İhtiyari Tahkim Yoluyla Çözüm
Kanunun yasaklamadığı konularda taraflar adli yollara başvurmadan, aralarında belirledikleri hakemlere başvurabilirler. Hakemler de aksi taraflarca kararlaştırmadıkça kanun ve usullere göre uyuşmazlıkları çözerler.
Taraflar aralarında yaptıkları sözleşmelere, tahkim şartı ekleyebilecekleri gibi; tahkim yerini, hakemlerini ve tahkim usulünü de belirleyebilirler. Hatta buna ilişkin özel bir sözleşme dahi imzalayabilirler.
Ülkemizde ihtiyari tahkim yolu, sıklıkla kullanılan bir yol değildir. Aslına bakılırsa diğer ülkelerde de çok fazla tercih edilen bir yol olduğu söylenemez.
- YARGISAL ÇÖZÜM YOLLARI
- a) Tüketici Hakem Heyeti
“Bakanlık, tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara çözüm bulmak amacıyla il merkezlerinde ve yeterlilik şartları yönetmelikle belirlenen ilçe merkezlerinde en az bir tüketici hakem heyeti oluşturmakla görevlidir.”[3]
Her ne kadar tüketici hakem heyetlerine yapılan başvurularda büyük çoğunluğu tüketici hakem heyetleri oluştursa da; satıcılar ve sağlayıcılar da tüketici hakem heyetlerine başvurabilmektedirler. Tüketicinin korunması hakkında kanun gereğince tüketiciler, mal veya hizmeti mesleki olmayan amaçlarla edinen kişilerdir. Dikkat edilmesi gereken husus şudur, şahıs eğer aldığı malı ticari bir faaliyete konu ediyorsa, artık o kişiyi tüketici olarak değerlendiremeyiz. Bu hususa değinme sebebim Tüketici hakem heyetlerine yapılan başvurularda bir tarafın tüketici diğer tarafın işe sağlayıcı ya da satıcı olması gereğidir. Yani tarafların ikisi de satıcı ya da ikisi de sağlayıcı ise tüketici hakem heyetleri bu konudaki uyuşmazlıkları giderme hususunda yetkili değildir.
Tüketici hakem heyetlerinin başlıca amacı olarak değeri belli bir meblağın altında olan uyuşmazlıkları çözüme ivedilikle kavuşturmaktır. Bu meblağ kanunla belirlenmiş olup, her yıl o yıl geçerli olan tutar ilan edilmektedir. İlan edilen meblağın altındaki uyuşmazlıklarda tüketici hakem heyetlerine yapılan başvurular neticesinde verilen kararlar bağlayıcı olup icra kabiliyeti bulunmaktadır. Değeri eğer ilan edilen meblağın üstündeyse, tüketici hakem heyeti kararlarının bağlayıcılığı yoktur; ancak bağlayıcılığı olmamasına rağmen uygulamada satıcılar ve tüketicilerin THK kararlarına riayet ettikleri görülmektedir. Son olarak eklemek gerekir ki, THK kararlarının Tüketici Mahkemelerince bağlayıcılığı olmasa da, bu kararları taraflar dosyalarına delil olarak sunabilirler.
“Hakem heyetleri il merkezlerinde; sanayi ve ticaret il müdürü ya da il müdürlüğü bünyesinde görevlendirecek bir memur, ilçelerde ise kaymakam ya da görevlendireceği bir memur, belediye temsilcileri ve baro temsilcileri ve esnaf ve sanatkârlar odası temsilcilerinden oluşur.”[4]
Son olarak, bağlayıcı kararlar İcra İflas Kanunu’nun ilamların icrası hakkındaki hükümlerince yapılır. Taraflar bu kararlara karşı on beş gün içinde tüketici mahkemesine itiraz edebilirler. Ancak; yapılan itirazlar tüketici hakem heyeti kararlarının icrasını durdurmaz.
- b) Tüketici Mahkemeleri
Tüketici işlemleri ve tüketiciye yönelik uygulamalardan kaynaklanan uyuşmazlıklarda görevli mahkemeler tüketici mahkemeleridir. Ayrıca Tüketici Mahkemeleri nezdinde tüketiciler her türlü resim ve harçtan muaftır.[5] Ancak, eğer dava kabul edilirse, resim ve harçlar davalı tarafından ödenir.[6]
“Tüketici örgütleri üst kuruluşlarınca açılacak davalarda bilirkişi ücreti ve davanın davacı aleyhine sonuçlanması durumunda, hükmedilen vekâlet ücreti Bakanlıkça karşılanır. Davanın, davalı aleyhine sonuçlanması durumunda, bilirkişi ücreti Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre davalıdan tahsil olunarak bütçeye gelir kaydedilir.”[7] Kanun koyucu getirdiği bu hükümle tüketicilerin haklarını savunmasını kolaylaştırmayı amaçlamıştır. Ayrıca tüketicilerin kendi yerleşim yeri mahkemelerinde de dava yoluna başvurabilme imkânı getirilen bir başka kolaylıktır.
Belirtelim ki Türkiye, tüketicileri koruma açısında diğer birçok Avrupa ülkesinden çok daha öndedir; zira birçok Avrupa ülkesinde tüketici mahkemeleri gibi özel mahkemeler kurulmamıştır.
Bakanlıklar ve tüketici örgütleri de münferit tüketici sorunu olmayan, yani tüketicilerin genelini ilgilendiren durumlarda hak ihlalleri nedeniyle tüketici mahkemelerine başvurabilirler.
[1] Bkz. Biçkin, İnci, Genel Olarak Alternatif Uyuşmazlık Çözümü, HPD, S.7 Temmuz 2006, s.34;
Özbek, Mustafa, Alternatif Uyuşmazlık Çözüm Yollarına Genel Bir Bakış, GSÜHFD, Erden
Kuntalp’e Armağan, Cilt 1, 2004/1 (Genel Bir Bakış), s.265; Özekes, Muhammet, Uyuşmazlık
Çözüm Yolları İçinde Arabuluculuk ve Bir Düzenleme Önerisi, HPD Sayı:7 Temmuz 2006, s.40, 42;
Pekcanıtez, Hakan, Alternatif Uyuşmazlık Çözümleri, Hukuki Perspektifler Dergisi, Sayı:5 Aralık
2005, s.12.
[2] 7Alternatif uyuşmazlık çözümünün faydalı yönleri için bkz. Biçkin, Genel Olarak Alternatif
Uyuşmazlık Çözümü, s.36, 39; Özbek, Genel Bir Bakış, s.268 vd.; Pekcanıtez, Alternatif
Uyuşmazlık Çözümleri, s.14
[3] Tkhk md. 66/1
[4] TKHK md. 66/ç
[5] TKHK md. 73/1
[6] Y 13. HD. 1998/7169 E. 1998/8229 K.
[7] TKHK md. 73/2